AFŞİN VE ŞEHİR ÖZLEMİ
EĞİLME
Zincirin altınsa da hatta, koparıp kır;
Susmak ne demekmiş, yere haykır, göğe haykır!
Vicdan bile duymaz çıkmazsa bir ahı,
Sessiz kölelerdir yaratan binbir ilahı!
Elbet put olurlar öpülen eller, etekler
Elbet öpen oldukça olur öptürecekler
Hürriyet, o son şerefindir onu satma!
Bir tanrı yeter kendine, bin Tanrı yaratma!
İnsandaki dört tane ayak devrini bilme,
Mahvolsa eğilmezdi baban, sende eğilme!..
Fikir ve zihinleri kelepçeli üç kuruşluk menfaat için el etek öpen insanların yaşadığı kentler maalesef her alanda gelişmiyor. Okumuşu az, fikir erbabı yok denecek kadar az olan toplumları hep felaketler beklemektedir. Azıcık ta olsa toplum için kafa yoran ama bilinçsiz kesimlerce susturulanlarında yapabileceği bir şey olmadığı gibi, engelleri aşabilecek cesaretleride yoktur.
Bir şehrin insanları mutsuz ve umutsuz ise o şehir göç vermek zorundadır. Tıpkı şehrimiz Afşin de olduğu gibi. Maalesef Afşinimiz de her yıl azımsanmayacak sayıda göç vermektedir. Bu göçün sebeblerini zikretmeğe çalışıyoruz. Her şeyden önce şehrimiz yaşanabilir bir şehir olmaktan çok uzaktır. Yaşanabilir bir şehir olabilseydik ilçemiz her yıl göç vermezdi. Her yıl nüfusu düşen bir şehirde proplemler var demektir. insanlar huzursuz ve bir kaçışın peşindeler demektir. Afşin yetkililerinin, sivil toplum örgütlerinin ve düşünürlerinin bu göçü tersine çevirme adına konuyu sosyolojik, psikilojik, siyasi ve ticari olarak incelemesi ve çözümlemeler yapması kaçınılmaz olacaktır. Ancak her yönden gelişememizin en büyük unsuru olarak gördüğümüz Nem’e lazımcılık bu soruna çözüm üretme de en büyük engel olarak durmaktadır.
'' Değildir zata mail halk mal-ü cahadır rağbet
Dıraht etrafına kimse dolaşmaz bardan sonra'' NABİ
Halk, insanlara ve insanlığa değer vermez ve paraya, pula ve makama değer verip işini bitirdikten ve meyvesini aldıktan sonra ağaca bir daha yaklaşmaz. Yani kendi menfatini düşünen, beş kuruşa tamah eden insanlar, bir şehrin gelişimine bir katkıları olamaz.
cenazelerimizde birbirimizin yanında olmamız kadar güzel bir davranış olamaz. Ancak bu konudaki duyarlılığımızı şehrimizdeki olumsuzlukların giderilmesi içinde göstersek daha da güzel olmaz mı? Yaşadığımız şehrimizin yolları, caddeleri, parkları, bahçeleri ile dört başı mamur bir şehir olsa göç verir miyiz?
Çiğnendi yeter, varlığımız cehl ile kahre;
Doğradı mübarek vatanın bağrı sebebsiz.
Birlikte bu gün bulmalıyız derdine çare;
Can kardeşi, kan kardeşi, şan kardeşiyiz biz. TEVFİK FİKRET
‘’Birlikten kuvvet doğar’’ demiş atalarımız. Birlikte hareket ederek şehrimizin her türlü sorunlarına çareler üretebiliriz.Ortak akıl ve ortak hareketle yaşamağa çalıştığımız kentimizi daha yaşanabilir bir kent haline getirebiliriz. Seçtiğimiz insanları yalnız bırakmayarak, onları motive etmek suretiyle, daha güzel hizmetler yaptırmağa kanalize edebiliriz. Bu konuda açık yüreklilikle bir kez daha söyleyelim ki geri kalmışlığımız en büyük sebebi bizlerin umursamazlığıdır. Daha geçenlerde belediye başkanımız Afşin’in bir çok propleminin zamanında çözülmediğini ve geri kaldığını dile getirdi. En azından Başkanımız sorunların farkında, inşallah çözümlerini de üretir ne diyelim.
Yine hoşgörünüze sığınarak bir şiirle yazıma son verirken hoşça kalın, mutlu kalın, sağlıklı kalın…
KURTULUŞ KİLİDİ
Ne almış vermeyiz kötümserlikten
Acıysa halimiz suçlar bizdedir
Kurtulmak gerektir derbederlikten
Zaferin kilidi cebimizdedir.
Dünyanın nesi var, neden korkarız,
Bilmem ki ne için ne hesaplarız?
Daha genç olmadan ihtiyarlarız
Şecaat feragat dilimizdedir.
Miskin miskin durup olmadan sürü
Ne sağa, ne sola bakmadan yürü
Hiçtir başka yolun esiri, hür’ü
Kurtuluş sadece dinimizdedir.